Kötülük dünyanin bir yerinde altimizi oymaya devam ediyor.
Dünya tarihinin en acimasiz liderlerinden Hitlerin yolu Türkiyeye, Tarlabasinin tam orta yerine düsse ve kötülük tohumlari karanligin bagrinda, yerin yedi kat dibinde yeniden filizlenmeye yüz tutsa, hatta Yermükten Trafalgara tünellerle baglansa, dalga dalga yeryüzüne yayilsa Ne olur
Ikinci Dünya Savasinin ardindan insanligin yeni bir hayat kurma ugrasi verdigi yillarda, Inönü Türkiyesinde siradan bir memuriyet hayati süren Ali Ulvi büyük planin yazili oldugu sifreli bir zarf alinca kendini Yermükten Trafalgara tünel kazarken bulur. Tünelin ucuysa aydinliktan ziyade kabus gibi bir karanliga, fethetmek arzusuyla gözleri kamasmis bir bilincin hastalikli hayaline acilmaktadir. Yasadiklarinin gercekliginden süphe ederken gercek olma ihtimalini de göz ardi edemeyen Ali Ulvi dogru olduguna inandigi seyin, vicdaninin pesinden giderek bu plana comak sokmaya bas koymustur.
Serdar Usludan hayalle gercek arasindaki ince cizgide gidip gelen, insan olmanin manasina, ana gizlenmis hakikate, yüregi tahtakurusu misali kemiren korkuya, dört bir yandan yayilan ve kusatan kötülüge dair mitolojik ve felsefi motiflerle bezeli, kara mizahin büyülü gerceklikle bulustugu bir ilk roman
